Genel

Yamazumi (Hat Dengeleme) | Dijital Model Fabrika Yol Haritası #10

hat dengeleme

Hat Dengeleme Nedir?

Dijital Model Fabrika yol haritamızın 9. modülü Yamazumi, yani Hat dengelemedir. Yalın yaklaşım genel olarak bir denge halini ister, bazen yüksek performans, bazen düşük performans değil, bazen yüksek üretim, bazen düşük üretim değil, sürekli ayarlanmış, hesaplanmış bir nominal performans ister. Nominalden her türlü sapma bir sorundur ve sorunlar ertelenmeden incelenmesi, analiz edilmesi ve kalıcı olarak çözülmesi gereken önceliklerdir.

İşletmelerde Denge Sorunu

Nominalden aşağıya doğru sapma elbette müşteri memnuniyetsizliğine yol açacağı, değer kaybına yol açacağı için birinci öncelikle ilgilenilmesi gereken sorunlardır. Nominalden yukarı doğru sapmalar elbette işletme için iyi olmakla birlikte “neden sürekli bu performansı sağlayamıyoruz?” sorusu ve bakış açısıyla yine sorundur ve üzerinde çalışılması gerekir.

İşletmelerde ilki sıklıkla karşımıza çıkar, yani sürekli olarak ihtiyacın altında performans; bu durum ya fazla mesai ya ilave personel ya da ilave makina gibi önlemlerle çözülür ama kök sebebi bulamadığınız sürece siz kapasiteyi artırsanız dahi düşük performans devam edecektir. Sadece daha fazla donanım ve yatırımla, ama düşük performansla daha fazla üretmeye başlarsınız. Genellikle bu durum en kolay fazla mesai ile çözülür ve bu durum operatörün doğrudan gelirine etki ettiği için çözülmesi zordur, pek çok kişi sorunun çözülmesini istemez.

Genellikle karşımıza çıkan bazen düşük bazen yüksek performanstır. Sürekli düşük performans olursa yönetim tarafındaki sıkıntı artacaktır, bu sebeple esasında atölye bazen yüksek performans göstererek kendi bakışından bir denge kurmaya çalışmaktadır ancak bu denge işletmenin yönettiği değil, atölyenin yönettiği bir dengedir. Bu gibi durumlarda genellikle sevkiyat günlerinde aşırı bir performans ortaya çıkar, yönetim memnun edilir, denge sağlanır ve bu dengeyi sağlayan ön plandaki kişiler işletmenin vazgeçilmez kahramanları olur. Onlar olmadan işletmenin bu performansı göstermesinin mümkün olmadığı sanılır. Aksine bu kişiler genellikle sorunun kaynağıdır ve sorunu son anda çözerek kahraman olmanın yolunu keşfetmişlerdir. Bu durum onlara bir konfor alanı sunar. İşletme gözünde değerlidirler ve işletme onlara ihtiyaç duymaktadır. Bu konfor alanını bir şeyden fedakârlık yaparak elde ederler. Daha uzun süre çalışmak ve gerekiyorsa daha zor şartlarda çalışarak yorulmak zorundadırlar. Her şey basitleşirse kendilerine ihtiyaç kalmayacağını sanırlar. Bu yüzden dengesizliği son noktada denge haline getirerek kendi düzenlerini korumaya çalışırlar.

Üretim Planlama ve Denge

Bu durum genellikle yönetimin değil de atölyenin kapasiteyi planladığı durumlarda karşımıza çıkar. Eğer işletmenizde bir müşteri siparişiyle ilgili ustanıza, şefinize “ne kadar sürede çıkar?” veya “ne zaman teslim ederiz?” gibi sorular soruyorsanız, size gün içinde üretilecekleri ustanız veya şefiniz söylüyorsa, tam da bu dengesizlik halini yaşıyorsunuz demektir. Bunu söylemesi gereken üretim planlama yönetimidir. Üretim planlama, üretime ne üretmesi gerektiğini söyleyemiyorsa, bilgi akışı ters yönde işliyorsa orada dengeden de verimlilikten de bahsedemezsiniz. Üretim planlama ne adar üretileceğini bir ERP yardımıyla hesaplar, üretime bildirir ve müşterinin atölyedeki temsilcisi olarak takip eder, gün veya hafta bittiğinde kapasite kullanım oranını hesaplar, iş emirlerinin karşılanma oranına bakar, OEE gibi diğer metriklerden de faydalanarak iş emri tamamlama veya sevk performansı gibi metrikleri iyileştirmeye çalışır.

Bütün bunları yapmak için hat dengeleme çalışması çok önemlidir. Bunu sağlayacak olan tek başına hat dengeleme değildir ancak makina tarafındaki dengeleme zor ve derin teknik bilgi gerektirdiği için ilk başta montaj tarafında bu çalışmalara başlamak daha doğrudur ve hemen herkes montaj sahasında bu dengeyi biraz çabalayarak kurabilir.

“Stok, üretim yönetimindeki zaafları örten bir kamuflajdır”

Hat dengeleme çalışması hattaki herkesin hesaplanmış ortalama bir performans göstermesini ister, yüksek performans da iyi değildir çünkü ara stok oluşmasına sebep olur ve ara stok çok hızlı yayılan bir hastalık gibidir. Herkese konfor alanı sunduğu için herkese yayılır. Ara stok operatörün bazen yüksek performans ve bazen düşük performans göstermesine izin verir. Bu durumda sizin performansı genel olarak düşüren zaafları görmenize engel olur. Model fabrikaların duvarlarına da yazdırdığımız gibi “Stok, üretim yönetimindeki zaafları örten bir kamuflajdır”

Hat dengelemenin olduğu ve olmadığı durumlara birkaç örnek vermek istiyorum.

Örnek Olay 1

1998-1999 yılları arasında Değer Akış Analizi ve Tasarımı çalışmaları içerisinde yaptığım hat dengelemeleriyle Siemens’te kontaktör ve termik röle montaj hatlarında %50’leri aşan üretim artışları sağlamıştım. Bu çıkan sonuç Siemens içinde olay çıkarmıştı. Ben bu çalışmaları gayet saf duygularla, ama amaçlarla yaptıktan sonra Alman fabrika müdürünün de katıldığı bir toplantıyı kıdemli teknik planlama uzmanı (ben de teknik planlama uzmanı olarak çalışıyordum), üretim şefi ve 3 ustabaşı organize ettiler. Ben konunun ne olduğunu bile bilmezken ustabaşılardan biri hemen konuya girdi.

Doğan Bey kontaktör montaj hatlarında etüt aldı, verimliliği artırdığını düşünüyor ama farkında değil, 4 kutuptan 1’inde kontaklar takılıyken etüt almış, aslında tüm etütler hatalı. Kanın beynime sıçradığını hatırlıyorum. Ayağa kalkıp sinirle bağırıp çağırmaya başladım. “Öyle bir şey yok, olsaydı bile neden o zaman uyarmadın?” diye bağırmaya başlamıştım. Alman müdür beni sakinleştirdi, sonra ben de karşı hamleyi yaptım.

Tamam, madem öyle, tüm etütleri tekrar alıyorum! Tüm atölyeye kimsenin istememesine rağmen aylarca uğraşıp yaptığım etütleri tekrar yaptım ve haliyle aynı sonuçlar çıktı. Bu sefer toplantıyı ben organize ettim.

Etütlere itirazınız var mı? Yok, o zaman üretimi ona göre yapın şeklinde toplantı tamamlandı. Aradan haftalar geçtikten sonra ustabaşılardan biri geldi ve dedi ki;

Doğan Bey biz seni yanlış anlamışız, sen bize zarar vermek istemiyormuşsun, sen yardımcı olmak istiyormuşsun, bundan sonra bir dediğin iki olmayacak. Gerçekten de ondan sonra her işim öncelikli halledildi, herkes destek oldu diyebilirim. Buradan çıkarılacak birkaç ders var. Öncelikle iletişim ve diploması bazı sorunları yaşamanıza engel olabilir. Diğer taraftan önceden iletişim kurmak böyle bir bakış açısının olduğu yerde zaten planlarımı gerçekleştirmemi istemeyecekti, yani çatışma kaçınılmazdı. Ayrıca ne olursa olsun analitik olarak doğruluğundan emin olduklarınızdan vazgeçmemek gerekir. Ringde yumruk yeseniz de yere düşseniz de tekrar ayağa kalkıp mücadeleye devam etmeyi bilmeniz gerekir. Günümüzde pek çok gençte olduğu gibi, her yere düştüğünde rica minnet ayağa kaldırılmayı beklemek zayıflıktır. Ayrıca kim hangi yönteme başvurursa başvursun, bileğinize ve bilginize güveniyorsanız göstere göstere rakibinizi gözüne vurun. Bel altı veya arkadan vurma gibi haysiyetsiz yöntemlere başvurmayın. Siz sağlam durursanız kimse ayağınızı kaydıramaz. Daha ilerleyen dönemlerde çok daha fazlası denendi ama kimse başarılı olamadı.

Örnek Olay 2

Diğer bir örnek sonraki işyerimden. Tam bir hat dengeleme konusu değil ama her şey bir denge olduğuna göre, bu da isabetli olur. Orada da bir sert lehim ustamız vardı. Çok iyi bir ustaydı, işinin ehliydi. Ancak ne yaparsam yapayım verimliliği %70’in üzerine çıkaramıyordum. Sürekli bir sorun çıkıyor, beni kıvrandırdıktan sonra sorunu çözüyor ve haliyle vazgeçilmez kahramanım oluyordu. 2004 yılıydı herhalde, yerine birini yetiştirdikten sonra kendisini işten çıkardım. Öyle şaşırdı ki bu duruma, kendini o kadar güvende hissediyordu ki, “Doğan Bey niye böyle yaptın?” diye geceleri içip içip arıyordu. İşten çıkardıktan sonra %85 OEE’ye ulaşmıştık. Resmen suyun önündeki bent gibiydi. Bu olaydan sonra bir karar aldım. Her kim vazgeçilmez kahraman olmaya çalışıyorsa ilk ondan vazgeçecektim. Sistem kuran, sistemlerini kendisi üzerine bina etmeyip, sürdürülebilirlik üzerine inşa eden vazgaçilmezim olacaktı. O sebeple takım arkadaşlarıma hep şöyle dedim: “İzindeyken sizin işlerinizle uğraşmak zorunda kalırsam sistem kurmamışsınız demektir. İzne çıkamıyorsanız sistem kurmamışsınız demektir. Siz yokken sorun yaşıyorsam, sistem kurmamışsınız demektir. Sorunlarla gelip, çözüme odaklanmayıp, sadece sorunu konuşuyorsanız sorunun bir parçasısınız demektir. genelde daha sonra son noktada çözümle geliyorsanız büyük ihtimalle sorunun ta kendisisiniz demektir. Eğer durum bu ise ilk vazgeçeceğim kişi olacağınızdan emin olabilirsiniz. “O günden beri çözümden bahsetmeyip sadece sorun anlatıldığında tansiyonum çıkar.

Örnek Olay 3

Bir sonraki örnek kendi fabrikamdan: Burada şalter parçaları üzerinde el işçilikleri yapan hatlarımız vardı. 6 kişilik hatlarda fason imalat yapan bir işletme olarak zamanla yarışıyorduk. Hatlardan birinde bir kadın operatör %50 performansla çalışıyordu. Ama nasıl bir çaba gösterdiğini anlatamam. Ben de çabaya hep çok saygı duymuşumdur. Ustabaşı gelip “abi işten çıkaralım, bantı sabote ediyor resmen, 7. kişiyi vermek zorunda kalıyorum” diyor ama ben ne olursa olsun işten çıkarılmasına razı olmadım. Sonunda o kişi hattın en hızlısı oldu, çabaları meyve verdi, benim onun çabasına saygım, onun benim onu kollamama saygıya dönüştü, daha çok çaba gösterdi ve en sonunda hattın en hızlısı oldu. Buradan da çıkarılması gereken ders, yapamamak yoktur, yeterince istememek vardır.

– Dr. Doğan Hasan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir